20.11.10

Aldatmaya sıcak bakmak

En çok kin beslediğim insanlar onları seven ve onlara değer veren birileri varken mutluluğu başkasında arayıp aldatanlardır. Aldatmak mevzu bahis olunca akan sular durur bende. Acayip irrite olurum ve kesin yargılarım vardır bu konuda.

Hepimiz farklı ilişkiler, farklı birliktelikler yaşıyoruz. Herkesin sevmek anlayışı da farklı. Eyvallah. Ama bir insanın gönlü nasıl razı olur ki erkek arkadaşının "ihtiyaçlarını giderme"sine? Evet, anladınız. Ben şu "Erkek arkadaşım beni bedenen aldatabilir ama ruhen aldatmasın"cılara acayip kılım. Bunlar genellikle cinsel birliktelik yaşamayıp erkek arkadaşını saldım çayıra mevlam kayıra şeklinde diğer hemcinslerine gözleri kapalı emanet eden kızlardır. Tamam belki istemeye istemeye yapıyorlar bunu ama bu nasıl bir ödündür abi? Bir tek erkeklerin mi ihtiyaçları var? Ya da erkekler ihtiyaçlarını başka şekilde göremiyorlar mı? (anladınız siz zeki okuyucularım) Ya da insanın içi nasıl alır başkasının dokunduğunu bildiği halde adamı öpüp koklamaya? Soruları çoğaltabiliriz, sorular çoğalır.

Tamam lan söylüyorum işte saygı duymak lazım seçimlere. Bir kız bekaretini evlenene kadar saklayabilir, bu çok güzel ve özel bir şeydir. Buna saygı duymayan adam her gördüğü "am"a girmemelidir. Hiçbir kız da bunu sindirmemelidir. Sonra erkek kısmısı evlenirken vay efendim "ben bakire kız arıyorum onunla evlenicem". Ulan girmediğin bir tek kola şişesinin deliği kalmış ne arıyosun!

Aldatmanın mantıklı açıklaması olmaz. Eğer bir ilişkide karşılıklı saygı ve sevgi bittiyse aldatmak lazım gelmez. Ayrılırsın, bekar olmanın dayanılmaz hafifliğiyle  istediğin çiçekten bal alırsın (alabilirsen). Yok "o bana yetmiyordu" yok "sorunlarımız vardı" yok "bir anda oldu" bunları kimse yemez.

Bir de ekonomik özgürlüğü olmayan, boşanmaya o bembeyaz popişleri yemeyen ve tertemiz bir başlangıç yapmak söz konusu oldu mu ödlerinin boklarına karışan tipler var. Araya bir de çoluk çocuk girdi mi işler zorlaşıyor. Aldatmayı sindirmek kaçınılmaz oluyor. Günümüzde çok var bunlardan. Ne acı!

Bu aldatma yazısı nerden çıktı diyorsunuz. Aslında ben bambaşka bir şey yazacaktım, aklıma ilk gelenler yukarıdakiler oldu. Bu yazı şurdan çıktı; bir kız var twitterda şöyle bi tweet atmış. "Kimi beğensem "manitası var, evli vs.." diye lafa atlayanlara bir şey sorucam: Kalede kaleci var diye gol atamıcaz mı?" Bu tweeti de 80 kişi RT etmiş. Ben buna acayip sinir oldum mesela. Zaten bu devirde erkek kısmısından değil hatun kısmısından korkmak lazım. Adamlarımızı gönül rahatlığıyla sokağa salamıcak mıyız biz şimdi? :p Şaka maka, ciddi anlamda söylüyorum bunu bazen "Ben sana güveniyorum ama etraftaki kızlara güvenmiyorum" diye, sonra suçlu oluyorum ama haklıyım abi! Zamane hatunları çok fena! Hele ki ilişkisi olan adam daha bi çekici geliyor niyeyse, baktıkça bakıyorlar yellozlar!

Aldatmayla alakalı ortaya karışık bir yazı okudunuz. Aslında yazılacak çok şey var ama misafirler geldiği için kısa kesmek durumundayım. Son olarak ne diyoruz; "Aldatan erkeklerin çükü, aldatan kadınların memesi kopsun!"

15.11.10

Sefam olsun oh oh, evleniyorum.

Acaba hangi bomba haberleri duycam eve bu gidişimde diye kendimi yandan yandan hazırlamaya çalıştım yol boyunca. Çünkü her seferinde lanet haberler duydum; annem ölümlerden mi dönmedi, babamın gözleri mi görmedi, Topanyan'ın büyüme ağrıları yüzünden kıçı başı mı tutmadı, bissürü şey işte. Bunlar yüzünden yüreğim ağzıma geldi, saçlarım ağardı anasını satim. Alıştıra alıştıra söylemek yok ki. Evdeki koltuğa koyar koymaz kıçımı dan dun diye girişiyolar bana. Geldim bi soluklandım önce, oturdum koltuğa, karşımda annem babam oturuyor. Annem başlıyor bıdı bıdıya, öğreniyorum işte; sağlık sorunu yok şükürler olsun, dıdısının dıdısının dıdısı ev almış, dıdısının dıdısı danaya girmiş, dıdısının dıdısı ölmüş, dıdısının dıdısı evlenmiş, komşunun kızı evlenmiş, akrabamızın kızı evlenmiş, Aysel Teyze'nin kızı evlenmiş, Hicriye evlenmiş, Müge evlenmiş. Bütün kızlar evlenmiş de bi tek ben evde kalmışım meğersem.

Annem sağolsun tek tek düğün hikayelerini dinledim. Çoğunu önemsemedim, çünkü önemsencek şeyler anlatmazdı. Gönlü olsun diye dinlerdim sadece. Gözlerimi açar şaşkın görünmeye çalışırdım. Hicriye'nin düğününde babasının kulağında davul çalmışlar. Hı hı. Aysel'in kızı düğünde çok çirkin olmuş. Hı hı. Uzaktan akrabamızın kızının düğününe babam gitmedi diye gelinin annesi "Ben de kocamı getirmicem senin kızının düğününe" demiş. Hı hı. Müge internetten tanıştığı bi çocukla bi hafta içinde evlenmiş. Hı hı...

Ne? Ne dedin anne sen? Ne yapmış? Evlenmiş mi? 1 hafta içinde mi? Nasıl yani? Nasıl izin vermişler? Kız defolu muymuş ondan mı vermiş kızı ailesi? Ne aceleleri varmış? Gibi şaşkınlıkla sorduğum sorular sonrasında açıklama geliyor: "Çocukla internetten tanışmışlar, konuşmuşlar, çocuk Kıbrıs'tan gelmiş görüşmüşler, görüşür görüşmez de birbirine aşık olup evlenme kararı almışlar" Hasiktir lan diyorum önce içimden. Vay arkadaş yani. Bu nasıl iş diyorum. Fazla git gel masrafı olmadan işi bağlayıvermişler. Doğru düzgün tanımadan etmeden. Yok böyle bi olay. Kız bakmamış adam kokuyor mu napıyor diye, adam bakmamış kız bi işe yarıyor mu yaramıyor mu diye. Peh. Allah bi yastıkta kocatsın diyelim napalım.

Arka fonda Demet Akalın kimler kimler yuva kuruyor ben niye kuramıyorumu sanki benim için söylüyordu bu haberi aldıktan sonra. Suratımda tarifsiz bir ifade. Etrafımdaki bütün kızlar bir bir evlenirken 22 yaşında olduğum geliyor aklıma. Benim de vaktim geliyor sanki diyorum. Sonra sırıtıyorum muhtemelen, 10-15 saniye hayal kuruyorum. İçimi tarifsiz bir evlilik isteği kaplıyor. Ne alakaysa! Kaplıyor kaplamasına da ben evlilik meraklısı bi hatun değilim ki! Sinir oluyorum. Ağzımdan "Ben de evlencem yea" sözcükleri dökülüyor. Nasıl dökülüyor hiçbir fikrim yok. Lanet olsun ki her zaman esprili konuşan ben, ses tonumu düzgün ayarlayamıyorum, ciddi ciddi dökülüyor bunlar dudaklarımdan. Bilinçaltıma atmak istiyorum boku burda. Bok ye bilinçaltım.

Babam da sanki bunu bekliyormuşçasına; "Mezun olunca hayırlısıysa evlendiririz kızım seni" diyor.
Ben tabi şok önce. Sonra babamdan gazı da alınca; "Gelinliğim mini olcak kesin, bi de bebek yapıcam hemen, oh mis" diyorum.
Meğersem torun hasretiyle yanıp tutuşan bir adam varmış burda; "Biz bakarız bebeğe, sen çalışırken" diyor. Mini gelinlik umrunda değil, istiyor bi torun.
"Ne güzel olur di mi baba, sen onu Beşiktaş'lı yaparsın maçlara bile götürürsün" demiyorum tabi. "Şaka yaptımdı ben ya, fol yok yumurta yok nereye evlendircen sen beni" diyorum. Kızıyorum bi de üstüne. Çok görüyorum mürüvetimi babama. Ama bi yandan da çok hoşuma gidiyor. Erkek fatma kızını bi anne olarak görmek istiyormuş benim babam. Birazcık bastırsam belki de gerçekten düğünümde mini gelinlik giyebilirim hatta :P