6.12.12

Bir yağmur klasiği

Dünya hızla kirlenirken yağmur birden yağmaya karar verdi. Yavaş yavaş çiseleyen yağmur ruhlarımızı sonradan gelecek olan toprak kokusuna hazırlıyordu. Ay ne romantizm yaptım he. Olm bok götürüyo lan İstanbul'u yağmur yağınca. Hayat duruyor, trafik felç oluyor, metronun önlerinde birden 3-5 tane şemsiyeci beliriyor paraya para demiyor. 3 adım öteye araba gitmiyor, gidemiyor bi kere. Ayazını, poyrazını siktiğiminin rüzgarıylan bi de o yağmur karışmıyo mu allaaamm şımşırık oluyosun şımşırık (şımşırık için bkz: ıpıslak).

Yine o yağmurlu günlerden biri yani bugün, Nişantaşı'nın kıyısında Maçka'da çalışmışım, işimden gücümden çıkmış bir de yöneticimi biemdabılyusuna kadar götürüvermişim tam otomatik şemsiyemlen. Şakır şakır yağan yağmurda sefil hayatıma bu kahpe İstanbul'un çamurunda merhaba demişim bu olaydan sonra, bi de üstüne üstlük servis şoförü trafikten gelememiş. Yürüyelim diyoruz Osmanbey'e kadar, servis bekleyen ablayla. Her adım atışımda ayakkabımın topuklarından  dizlerime kadar çamuru da beraberimde getiriyorum zaten. Topuklarıma baka baka yürüyorum böyle salak gibi. Salak diyolardır kesin zaten bana yolda.

Neyse, Nişantaşı'ndayız. Işıklar, mağazalar falanlar filanlar derken bir adam "Alır mısınız" diyerek bir gül uzatıyor. Lan diyorum Nişantaşı'nın elitliğine bak güller sercekler az kaldı yollarımıza. Alıyorum. Hanfendi diyor. Ben de yanımdaki kadına diyor zannederek bakmıyorum arkama. Yanımdaki dönüyor, hanfendi diyor bir daha. Ben yine bakmıyorum. Sonra bir daha hanfendi diyor. Ulan hiç üstüme alınmıyorum yemin olsun lan, yine bakmıyorum. Adam meğersem gelip belamı sikecekmiş gülü alıp gittim diye. Gül de gül olsa bari lan. Yapma çiçek kolleksyioneri annem salonundaki yapma çiçekli sepetlerinin içine attırmaz bile. Öyle dandirik, öyle basit, öyle sikimtırak bi gül. Bi dönüyorum arkama. "VER" diye bağırıyor ipne. Al da götüne sok bakışımla adama veriyorum gülü.

Bak hele bak, olaya bak sen. Millet nelerle uğraşıyor ya. Böyle para mı kazanılır amına koyim. Şakır şakır yağmurda milletin eline sikim sokum bi gül tutuşturcaksın, bir de para isteyeceksin. Ulan insan değil bu insanlar.

Yolda bi de ipnemsi erkekler var, onlar da güzellik salonu kartı dağıtıyorlar. "Ay valla bi şey satmıyoruaaaz" kafasında kırıta kırıta kart vermeye çalışıyorlar. Azıcık bakımlı olan birini görsünler sülük gibi yapışıyorlar. Paçozlara hiç yanaşmıyolar. Paçoz mu gezelim lan. Paçoz geldik paçoz mu gidelim, he! Zaten canım burnumda geziyorum yoğunluktan, bi gün bi patlıcam ya bunlara sen seyrele o zaman cümbüşü.

Olm nedir benim bu çektiğim lan. Bi tane adam var sokakta, Mercedes'ini tamı tamına kaldırıma çıkarıp apıştırıyor. Yayalar yola çıksın yoldan yürüsün amk. Meclis üyesiymiş, ön camında yazıyor kağıt komuş. Ulan adam sikmekten helak oldular la bunlar. Çekici çağırsam arabasını bile çekmeyecekler eminim yani.

Çok atarlandım gene salon kadını çizgimden çıktım ya. Halbuki son zamanlarda gayet iyi bir Nişantaşı çocuğuydum. Ekmek falan yememeye başlamıştım yemeklerin yanında, çünkü vermiyorlar yani, öylesine. İşte bi yağmur yağıyor her şey değişiyor görüyonuz de mi çocuklar.