23.12.13

Sümüklü Leah geldi hanım

Yazmayalı ay geçmiş, mevsim geçmiş yıl geçmiş yavru kartallarım. Galatasaraylıyım ama neden böyle dedim bilmiyorum. Bu aralar sevgi sözcüklerinde çığır açtım, yeri göğü inlettim. Neyse, yazmayalı uzun zaman oldu. Ama yazacak bir şey gerçekten yoktu. Hala yok. Şu an iş olsun diye yazıyorum diyebiliriz. Yani ne yazıcam allah aşkına. İt gibi çalışıyorum, eve geldiğimde 10 oluyor. Duş alıyorum, oje sürüyorum, yatıyorum. Sabah yastık izli ojelerime merhaba diyorum. Polar sabahlığımın tadını çıkaramadan jet hızıyla giyiniyorum ve akşam oluyor.

Günler birbirini deli gibi kovalıyor. Yakında torunlarımı görürüm diye korkuyorum çünkü zaman su gibi akıp geçiyor. Bir bakıyorum pazar sendromundayım pazartesi olucak diye, bir bakıyorum cuma günündeyim thanks god its friday şeklinde akşamı bekliyorum. Cuma akşamlarımız mütemadiyen Taksim'de geçiyor. Ben Taksim'den nefret ederken Taksim'in yolunu her türlü yürütüyor arkadaşlarım bana. Hayat onlarla aşırı güzel olduğu için sesimi çıkarmıyorum.

Bir şey diyim mi delicesine çalışıyorken arkadaşlarımın olmamasını ciddi anlamda düşünemiyorum. Hadi bak sevgilimin olmamasını deliler gibi kanıksadım artık. Saat 9:00'da 10:00'da gelmişim evime, kendimle baş başa kalayım şu gudubet iç sesimi dinleyeyim diye kuduruyorum bi de adamı mı çekicem? Tamam bak çekerim ama bir çekerim, iki çekerim üçüncüsünde bi cinnet her şeyi çözer kafasıyla adama Bakırköy'ün yollarını tuttururum. Şu kariyer yollarında ilk seneler hep böyle acılı mıdır bilmiyorum ama dişimi accayip sıkıyorum. Hani sonunda iyi bir şeyler göremezsem yakıcam şirketimin dünya üzerindeki tüm genel müdürlüklerini. Ama arkadaşlar iyi ya, arkadaşlar tatlı.

Bakın size ne anlatıcam bi de. Geçen gün yine Taksim'deyiz. Asker arkadaşım gelmiş tee uzaklardan. Çocuk böyle bildiğin hayatı boyunca asker stili takılıcak olan kişilerden. Gelmiş işte çocuk yedirdik, içirdik, o mekan senin, bu mekan benim gezdirdik. Neyse o mekanların ilkindeyken ben bi tweet attım "Yine dönüp dolaşıp geldiğin yer Taksim işte" diye. Sonra ağzını yüzünü yidiğimin Miası ben de taksimdeyim dedi. Nerdesin dedim, Nevizade'de dedi. Dedim ben de ordayım. Hangi mekandasın muhabbeti çevirdik ve tesadüfen yan yana mekanlarda çıktık. Görüşmeyi ayarlamamız 4 tweetimizi, 5 dakikamızı aldı. Bi baktım barın orda Mia var. Boynuma sarılıverdi hemen. Ben elimde sümüklü mendilimlen suratımda memenet yokken yani aşırı hazırlıksızken yakalanıverdim hatuna. Dedim çok hastayım ben. Dedi ben de hastayım. Ama görmeniz lazım kızın suratı porselen gibi. Benim gözlerim bi ton şiş, kızın gözlerinde smokey göz makyajı falan var. Ben de hastayken böyle görüneyim dedim. Ben hastayken Kibariye'nin annesi stili takılıyorum. Zaten hayatımdaki makyaj ruj terk olduğu için hiçbir numaram yok.Yanarım yanarım paçozluğuma yanarım. Bu arada Mia beni şikayet edicek size. Ben şimdiden söyliyim 38 bedenim. Göbekliyim ve gıdılıyım. Onun dışında 10 üzerinden 8'im. Nihahahaha!


Arayı haddinden fazla açıp kar botu alacağına güneş gözlüğü alan gerizekalı Leah bildirdi.
Hepinizi seviyore.