15.10.12

Blogger'da dünden bugüne.


Blogger'ın eski yazarlarındanım diyemem ama bir 3-4 sene oldu herhalde bu camialara gireli. Pek çok blog okudum, pek çok yorum yazdım, pek çok bloggerın günden güne değişimini kah uzaktan kah yakından izledim. Bu yazımda elimden geldiğince ciddi olmaya çalışmaya çalışacağım. Objektif bir yazı olmasını umut ediyorum. Keyifle okumanız, okurken haklılık payımın olduğunu düşünmeniz dileklerimle.

Önceden moda blogu mu vardı? Varsa da isimleri moda blogu değildi. Sayıları az olmasından mütevellit kendilerine moda blogu demezdik çünkü biz. Onların adı blogtu. Normal Blog!  2009'dan 2012'ye kadar öyle bir çoğaldılar ki o kadar olur. Yeni sezondan 3-5 parça alan herkes bugün ne giydim yapmaya başladı. Arttılar, arttılar, arttılar. Güzel bir anlatım, hoş bir fizikle ve iyi bir tarzla birleşince o bloglar yükseklere çıktı. Sonra bu blogların sahiplerinin bir kısmı şirketlerin halkla ilişkiler ofislerince keşfedildi, birlikte projeler yaptılar, sonra bloglarda hediyeler verilmeye başlandı ve git gide bu blog sahiplerinin izleyicileriyle olan etkileşimi azalmaya başladı. Önceden izleyiciler "Şu konuda yaz", "Bu konuda yaz" derlerdi ve blog sahibi izleyicilerinin beklentilerine cevap vermeye çalışırdı. Benim gördüğüm, bu durum şimdi yok.

Zaman akıp giderken hiçbir şeyin aynı kalmasını bekleyemeyiz tabi ki. Bir bloggerın izleyicileriyle olan iletişimi de zaman içinde değişebilir. Fakat bana öyle geliyor ki son bir senede blogger bir basamak üste çıktıysa izleyicileri bir basamak aşağıya indi. Kişisel çıkarlar ön plana çıktı. Tabi ki madalyonun öbür yüzünü unutmamak gerek. Hala izleyicisini önemseyen, yorumlara cevaplar veren, mail yoluyla destek olan pek çok moda bloggerı da var.

Sonra bir Twitter furyası çıktı. Sonra oralardan fenomenler çıktı. Sonra fenomenlere feno dendi. Onlar 140 karakterle şampiyon oldular bence. Aşk yazdılar, eski sevgili yazdılar, özlü söz kastılar seyircilere oynadılar. Bizim burada 2 yılda edinemediğimiz izleyici kitlesine onlar 140 karakterlik cümlelerle belki de 2 haftada ulaştılar. Çoğu blog yazmadı, yazmaya yeltenenler dikişi tutturamadılar, tutunamadılar Blogger'da. Ama adamlar/kadınlar Twitter'ın ekmeğini yediler mi? Yediler. Afiyet olsun mu? Olsun. Yalnız hiç blog yazmadığı halde blogger adı altında malı götüren olmadı mı, o da oldu, o da oluyor.

Kişisel bloglara gelelim. En birincimiz Pucca oldu. Pucca'dan sonra kimliğini gizleyerek blog yazan herkes bir ara Pucca oldu. Kişisel blog yazarlarının birkaç handikapı vardı. Her şeyi ortaya döktüklerinden fazla savunmasuzdılar. Hayatları, acıları, aşkları, nefretleri, dertleri her şeyleri bir kitap gibi okundu. Daha sonra başarılı olanların kitapları çıktı. Fakat kimliği/kendini/yüzünü gizlemek bir süre sonra çile halini aldı. Bu çile nereye kadar diyenler "Yeter ulan!" diyerek ortaya çıktılar, çıkmayanlara da helal olsun diyorum ben. Şimdi bir de kimliği gizleyip "Ben böyleyim ben şöyleyim, boyum şu kadar, kilom na bu kadar" diyenler okuyucularını bir beklenti içine soktu. Ortaya çıktıktan hemen sonra beklentileri karşılayanlar oldu, karşılayamayanlar oldu. Sanırım şu sıralar abartmalarının hesabını acı bir şekilde ödeyenler var.

Bu yazıyı yazarken kimseyi hedef almadım, kimseye laf sokma amaçlı yazmadım. Umarım aranızdan duruma alınanlar olmaz. Sadece bir durum analizi yapmak istedim kendimce. Katılan olur, katılmayan olur ama durum son zamanlarda bence budur.

Hepinize hayırlı başarılar diliyorum çocuklar.