27.1.13

Özel sektör vs devlet

Pek sevgili bahar çiçeklerim. Şu gudubet Ocak ayı bir türlü geçemedi farkındasınız değil mi? Sanki 2013'e gireli 1 yıl olmuş gibi geliyor bana. Hala daha bitmedi gitti cavurun Ocak ayı. Benim için ne de boktan geçti belli de değil zaten.
Size geçen yazımda P&G'den bahsetmiştim. Birkaç gün önce gelen bir maille götümün üzerine huşu içinde oturdum. Neymiş efendim bu dünyanın sonu değilmiş, onlar beni beğenmediyse başka şirketler varmış hayatımı onlarla çalışarak da sürdürebilirmişim, onlar için pek çok saat harcamışım bunu çok takdir ediyorlarmış ve bu yüzden de iyi niyetlerini sunuyorlarmış falan da filan da. Size mi düştü lan başka şirketlerle çalışma durumum, size ne amına koyim çok üzüldüyseniz gidin Unilever'e yerleştiriverin beni madem bu kadar sorun ettiniz.Tey allam yea. Benim gibi adama böyle bir mail atıyorlar. Üstelik İngilizce, üstelik tepesinde adım bile yazmıyor. Bildiğin copy-paste red maili. Yazıklarım olsun P&G. Çocuğum olsun götüne Prima olsun Molfix olsun hiçbir kez geçirmicem, koca kafama Pantene olsun Blendax olsun hiç sürmücem, çamaşırlarımı Arielle asla yıkamıcam, muayyen günlerimde Orkid'in önünden bile geçmicem. Püüüüüü paçozlar. Benim gibi bir çalışanı ve müşteriyi kaybettiniz.

Neyse size hayatımla aldığım bir diğer karardan bahsedeyim çocuklar. Ben özel sektörün ta amına koyim. Vazgeçtim lan ben özel sektörden. Hayat bu kadar çalışmaya değmez lan. Sabah 6'da kalkıp akşam 7'de 8'de eve girmeye İstanbul gibi bir şehirde sonsuz karşıyım.Hayatını yaşayamamana karşıyım. Çoluğunla çocuğunla ilgilenmemene karşıyım, kendine vakit ayıramamana karşıyım, sadece tatil yapmak için çalışmana karşıyım, kendini tek bir alanda yetkinleştirip sürekli başkasının çıkarına çalışmana karşıyım. Baya karşıyım ben ya. Son 2 senedir it gibi çalışıyorum, hem okulu hem işi bir arada idare etmeye çalışıyorum çok da emek verdim ama sanırım kararımı verdim; Devlet.

Devletin de çok iyi bir bok olduğu söylenemez. Aşmam gereken bir KPSS var ve ben daha hangi testleri çözeceğimi dahi bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var ne yaparsam yapayım başarılı olacağıma inanıyorum. İnsan Kaynaklarında hayatım boyunca işe alım yapamayacağımı biliyorum, bunun beni pek de bir yerlere götürmeyeceğine, beni geliştirmeyeceğine inanıyorum. Özel sektörde kar yağdığında "yarım saat erken çıkalım yarebbim veleddalin amin" diye diye outlookta send and receive yapmak istemiyorum. Stajyer halimle bile eve iş götürmemi istediklerinde "Hayır götüremem" demek istemiyorum, şu an bile bunu demekten yoruldum ben. İlk 10 sene özelde it gibi çalışıp ancak elime ciddi paralar geçtiğinde o giden 10 senemin arkasından ağlamak istemiyorum. 

Bir de bazen düşünüyorum, şu anda çalıştığım şirkette departmanımızda 3 tane hamile kadın var. Nasıl üzülüyorum karınları burunlarında, sabahtan akşama sinir stres sahibi olarak çalışıyorlar.Çocukları doğacak, birkaç ay yanında olacaklar ve sonrasında çalışmaya dönmek zorundalar. Bebeği varsa kayın validesi, annesi yoksa bir bakıcı büyütecek. Annesi akşamdan akşama görecek, doyamayacak çocuğuna falan. Herhalde özelde çalışmaktan başka şansı yok ki bu kadının özelde çalışıyordur değil mi yani? Başka şansı olan hangi anne çalışmak ister bu şartlarda ve çocuğunu akşamdan akşama görmek ister? Adeta bir Pepe'yim, çok üzülüyorum minik kuşlarım.

Mezun olmama yarım dönemim kaldı. Okuldaki son dönemim olacak. Kendi alanıma dört elden sarılıp kendi bölümümle ilgili bir şeyler yapmak istiyorum sanırım. Tabii bu hayatta ne olacağı da belli değil ama kesinlikle hayatın bu kadar çalışmaya değmeyeceğini biliyorum. Bence kendine çalışmak daha önemli ballı lokmalar ya. Kurumsal bir şirkete girildiği takdirde sadece o şirketin belli bir fonksiyonundan sorumlu oluyor ve onda yetkinleşiyorsunuz. Ama kendine vakit ayırmak, insanlara faydalı olmak, sosyal sorumluluk gibi kavramlar da çok önemli.  Ciddi ciddi düşünüyorum da para gerçekten önemli. Önemsiz diyenin kafasına sıçayım. Ama hayatımı sürdürmeme yetsin yeter abi ya kocam daha çok kazansın. Bu arada milletin ocak ayında bile cayır cayır sözlenmesine, nişanlanmasına da dikkat çekmek isterim canparelerim. İnsan bi durur, bi dinlenir di mi ya. Neyse ne diyorduk devlet. İşte devlette çalışıp yükseğimi yapıp falan takılmak istiyorum ben ya. Evime, kendime özelde çalışırkenden daha çok vakit ayıracağımı biliyorum devlette. Ayda 2500 lera kimden kötü la. Adam olana çok bile.

İşte böyle bir kararım var gibi şu an. Değişir mi değişmez mi, hayat ne getirir ne götürür hiç bilemiyorum. Hakkımda, hakkımızda hayırlısı olsun tontiriminnoşlarım. Hepimize iyi farkındalıklar diliyorum.


19.1.13

P&G Live Event var, iş var dediler geldik.

Hepinize gaydırıgubbak Liya'dan selamlar. Yaklaşık 3 haftadır blogumda yeller esiyor, biri de demiyor ki aga bu nedir! Kendinizi soğukların serin kollarına mı bıraktınız yoksa indirimlerin sıcak mağazalarına mı saldınız bilemiyorum ama  benim son 3 haftam bildiğin finallerle ve stajla kanırta kanırta geçti. Hem çalışıp hem de final kasmak 10 çocuk anası olmakla eş değer hale geldi gözümde. Bu arada bir takım mülakatlara da girmedim değil. Nasıl olsa sonraki aşamalara geçemeyeceğimi düşündüğümden bu süreci açık seçik isimlerle anlatıcam size ballı lokmalar.

Şimdi Procter & Gamble diye bir FMCG devi firma var. İşte orkid olsun, ariel olsun ne bileyim duracel olsun, göt bezi prima olsun bunların malı mülkü anladınız mı. Her sene bunlar Live Event Business Seminar diye bir hadise başlatıp üniversite öğrencilerine staj, mezun olacaklara da iş imkanı sağlıyorlar. Ama öyle bir süreçleri var ki anandan emdiğin süt burnundan geliyor kanka.Stajyerlerine 2 bin lira veriyorlarmış ama 20 bin verseler iyi yani.

Bak şimdi önce sitemize gir üye ol bro dediler, oldum. Burdan kutuplara kadar uzayan bir başvuru sayfası var. Doldur allah doldur bitmiyor sayfaları. Hangi departmanı istiyorsun bik bik, CV'ni yükle bik bik, o soruyu cevapla bik bik, bunu cevapla bik bik. Bir de İngilizce dolduruyosun, destan yazmanı bekliyorlar mavi ekran veriyorsun. Doldurduk o veya bu şekilde.

Sonra verdiğim cevapları beğenmiş olacaklar ki Assessment Center diye bi test aşamasına aldılar beni online. Burda da dünyanın en salak saçma soruları var kendini dünya lideri gibi hissediyosun. Ben stajyer mi alacaklar yoksa CEO mu alacaklar anlamadım zaten. Yok bir ekip kurarken nelere dikkat edersiniz. Ulan hıyar, ben ekibe girmeye çalışıyorum zaten neyin ekibi kurcam amına koyim.

Bunu da beğenmiş olacaklar ki beni online olan Reasoning Test'e almadılar. Çünkü geçen sene de başvurmuştum aynı şekilde. Ordakini saymışlar buna. Sonrasında direkt hayatın acı gerçekleriyle dolu Reasoning Test'e girdim. Adamlar Boğaziçi Üniversitesi'nin New Hall binasını kapatmışlar kanka. Ders işlediğimiz amfide sınava girdik. Yok böyle bir olay. Maile yazmışlar zaten hesap makinanızı getirin diye. Ben burdan anladım, hardcore bir sınava giriyon kanka dedim kendime.Zaten o gün okulda bi 500 kişi sınava girmiştir eminim. İTÜ'den falan arkadaşımı gördüm yok böyle bir şey. Biraz sınavın acılığından da bahsedeyim. 40 soru var birader, ilk 9 tanesi mi ne ölümüne hesap makinası kullandığın matematik soruları, karlar zararlar, havuz problemimsi salak saçma şeyler, sonra hafif bir iniş yaptırıyorlar Türkçe anlam bilgisi sorularına dönüyoruz paragraftan hangisi çıkarılamaz tarzı zaman öldürücü sorular sayısını tam hatırlamıyorum o da 9 tane falandır, geri kalan tüm sorular o Ales'te gördüğümüz şu şekilden sonra hangi şekil geliyor diye beyin akıtan, gözleri şaşı eden sorular. Tamamen zamanı nasıl kullandığınla alakalı. Yani bi günde rahat rahat çözersin o soruları ama amaç 1 saatte kanırtmak seni. Anamız ağladı bro. Ama onu da geçtim alnımın akıyla.

Sonra geçen gün beni bire bir ön mülakata aldı bir kadın. Bu sefer canlı canlı, kanlı kanlı. Bu mülakatı da bizim okulda sınıfta oldum. Ders işlediğimiz yerde, öğretmen masasında mülakata girdim olacak iş mi amına koyim. Neyse. Bir kadın oturuyor karşımda, biraz kendini anlatmanı isticem ardından yetkinlik bazlı sorular sorucam dedi. Ben başladım "Adım Leah, soyadım Can " dedim, der demez İngilizce lütfen dedi. Taam amk dedim İngilizce anlattım kendimi. Staj deneyimlerime geldim onları da anlatıyorum işte iş tanımlarını falan. Bunlara çok girmeyelim ben yetkinlik bazlı sorulara daha fazla zaman ayırmak istiyorum dedi. Yetkinlik bazlı soruları size de yazıyorum çocuklar çok harika sorular yetkinliğinizi ölçersiniz:
1. Kompleks dataların içinden herhangi analitik bir sonuca varıp bunlara dayanarak herhangi bir öneride bulundun mu? Nasıl bulundun, sonucu ne oldu?
2. Hangi liderlik özelliğinle gurur duyuyorsun? Bu özelliğinle insanlara nasıl bir yardımda bulundun? Nasıl aksiyon aldın ve sonucunda ne çıktı?
3. İnsanların deneyimlerini dinleyerek ve onlardan yola çıkarak hiç içgörü edinip hayatında değiştirdiğin bir şey oldu mu, nasıl değiştirdin, sonucu ne oldu?

Gördüğünüz gibi sizin yetkinliğinizi arşa kadar ölçüyor bu 3 soru. Üniversite öğrencisi miyim, 15 yıllık yönetici Salih Bey miyim anlamadım bu soruları cevaplarken. Ulan götü boklu öğrenciyim daha nasıl tatmin edebilirim seni cevaplarımla lan.Yazıklarım günahlarım olsun yani. Bu ön elemeymiş bi de. %50 elencem, %50 verdiğim cevaplardan biri kadının yüreciğine dokunduysa elenmeyebilitem var. Elenmezsem de öbür aşamada elenirim kesin. Ben böyle mülakat, ben böyle aşama görmedim amına koyim. Super mario gibi hissediyorum kendimi, oyunun sonunda  prenses falan da görünmüyor.

Hakkımızda hayırlısı olsun çocuklar.
Acar muhabiriniz Liya bildirdi.