1.7.12

Yaz okulu var dediler geldik part 2 - Londra

İngiltere’deki acar muhabiriniz Leah bildiriyor. Keşke sizinle alışveriş yapma imkânımız olsa ballı lokmalarım. Biz buradaki soğukları size versek, siz bize oradaki güneşi yollasanız. Valla diyorum bak ya hani kendim için değil. Gavur güneşi görür görmez soyunuyor, ben ağzım açık bakıyor ve ceketime sarılıyorum. Yazık hiç güneş görmemiş bunlar, azıcık yollayın da görsünler ebelerininkini.

Geçtiğimiz günlerde ben kütüphanede kitap bulmak için çırpınırken ve kitabı hala bulamazken, çevremde bulunup kulağında kulaklığı olmayan yegâne kadına tüm yüzsüzlüğümle yanaştım. İngilizler zaten öyle yardımsever ki hani sıçsan kıçını silivercekler o derece bir yardımseverlik.  Gittim yine İngilizlerden sıkça duyduğum “Excuse me” ile söze başladım ve durumu kısaca özetledim, kadın bana direkt “Are you from Turkey” dedi.  Allah dedim ya. Allah dedim ya. Kadının serçe parmağından tutup kütüphanenin bir başından diğer başına halay çekecektim nerdeyse. Böyle bir mutluluk yok yemin ederim. Türk gördüm lan okulda. Altın bulmuşum gibi sevindim.

Londra’nın sokaklarını kendim için değil sizin için gezdim kınalı yapıncaklarım. Trafalgar’dan Oxford’dan, Thames Nehri’nden sizler için geçtim. Türk restaurantı gördüğüm zaman yanımdaki Amerikalıları dürtükledim, “Halal Food” yazan yerleri gördükçe güldüm, gülümsedim. Otobüste ağzım açık uyuyarak hepimizi iyi temsil ettim. Hyde Parkı’nın yanından geçerken aklıma sevdiceğim geldi, ah keşke burada olsa dedim “Haydi gidelim haydi haydi gidelim haydi” diye söylene söylene yürüyüş yapar, çayır çimende koşar, hatta bokunu çıkarır güreşirdik dedim.  Türk olduğumu duyup da “Sizin orada X var mı, sizin orada Y var mı” diyip bizi 3. Dünya ülkesi sanan cahil cuhela Amerikanlara çok güzel cevap verdim.


Londra genel anlamda kendimi iyi hissettiğim bir yer oldu. Sanırım çok fazla turisti barındırmasından kaynaklanıyor bu. Onca Amerikanın içinde asimile olmak üzereyken farklı dillerde konuşan insan seslerini duymak çok iyi geldi. Bir de adamların tarihi dokularını deliler gibi, çılgınlar gibi koruyor olmalarına şapka çıkardım selam durdum. 

Bunlar dışında bir şey alacağın zaman Türk lirasını 3 ile çarpıyor olmak adamı fena çarpıyor. Henüz o aşamayı geçemedim. İlla 3 ile çarpıp kıyas yapıcam.  Bu arada çok güzel ve onlar için ucuz tekstil ürünleri olmasına karşın İngilizler nasıl paçoz nasıl paçoz anlatamam. Ya bi git Primark’a götüne don al ya. Ben böyle rüküşlük görmedim amına koyim. Nasıl bir boşvermişlik, nasıl bir sikine takmamaktır bu anlamış değilim. Türkiye’deki taytlardan kaçtım, burada da aynısından var. Her kadında bir tayt amına koyim. Yine götlerine bakmadan giyiyorlar taytı bak gene sinirlerim bozulmaya başladı. Her gün bir yeni tayt.



O kadar gezdim ettim az biraz da fotograf çektim ama nasıl dandirik çekmişim anlatamam. Ne neresi belli değil.  Bazı yerlerde üşengeçliğimden makinayı çantamdan çıkarmadım bile.  Bazı yerlerde keşke fotograf makinasını hiç çıkarmayaymışım zaten. Ne güneşin yönünü ayarlayabilmişim, ne sarayı komple çekebilmişim. Bana sıfır puan, size yüz puan. Öpüyorum canlarım.